İmâm-ı Gazâlî

Allah Rasûlü (s.a.v) o kişiye dönerek:

“Anlamıyor musun? Din öfkelenmemektir.” buyurdu.

Allah Rasûlü (s.a.v) namaza başladığı zaman şöyle dua ederdi:

“Allah’ım, beni ahlâkın en güzeline ulaştır. Zira senden başka kimse güzel ahlâka ulaştıramaz. Allah’ım, beni kötü ahlâktan uzaklaştır! Zira beni senden başka kimse ondan uzaklaştıramaz.”

Yine şeyh oburluğun müridinde baskın olduğunu görürse, ona oruç tutmayı ve yemeği azaltmayı vazife kılmalı, sonra da ona leziz yemek hazırlamasını ve bu yemeği başkasına ikram etmesini, ancak kendisinin yememesini emretmelidir. Tâ ki müridin nefsi kuvvetli olsun, sabra alışsın ve oburluğuna ket vurmuş olsun.

Rivâyet edilir ki; zâtın biri nefsini hilme alıştırmak, nefsinden öfkenin şiddetini söküp atabilmek için insanların arasında kendisine küfredecek bir adam kiraladı ki, kendi nefsine sabrı yüklesin, öfkesini yensin ve hilm kendisinde huy hâline gelsin. Bu zât darbı mesel olarak halkın dilinde dolaşmıştır.

Hind âbidleri ibâdete engel olan tembelliği yenmek için sabaha kadar tek ayaküstünde dikilmek sûretiyle yok etmeye çalışmışlardır.