tr
A.M. Celal Şengör

Aptalı Tanımak

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • ahmedoffelvin99361has quoted7 years ago
    Çevresel etkenlerin “aptallığı” nasıl arttırdıkları ve bununla nasıl mücadele edilebileceği konusunda bilgi edinmek isteyenler ise özellikle Amerikalı büyük antropolog ve sosyal psikolog Profesör Robert B. Edgerton’un Harvard University Press tarafından 1979 yılında yayımlanan Mental Retardation (Geri Zekâlılık) adlı muhteşem eserine başvurabilirler (125 s).
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    Bilimin ülkemizdeki çöküşünün en önemli sebebi ise tamamen bilgisiz politikacılardır ki, bunun en güzel örneği Tayyip Bey'dir. Bilimden en küçük bir haberi olmayan bu zat, bugün antropolojiyi ırkçılık, yarın Darwinizmi komünistlik, öbür gün fiziği ve kimyayı toplu katliam aracı olarak takdim edebilir.
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    mektubunda öğrenciler hakkında: “Zeki öğrenciler nankör oluyor; nankör olmayanlar ise genellikle aptal”
  • ahmedoffelvin99361has quoted7 years ago
    Kendi his ve düşünce dünyası çerçevesinde yaşamak isteyen genç kız ya aile tarafından öldürülür ya da toplumdan aforoz edilir. Baba ailenin tek hükümranı olduğu fikrindedir ve bu fikri her türlü baskı yöntemini kullanarak aile fertlerine empoze eder. Babanın ve ailenin geri kalanlarının uyması gereken ahlâk kuralları bir değildir ve bu çarpık durumu sorgulamaya kalkan genellikle ahlâksızlıkla veya en hafifinden nankörlükle suçlanır.
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    “Cahille tartışma, dışarıdan bakanlar aranızdaki farkı anlayamayabilirler!”
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    “Laß dich nur in keiner Zeit
    Zum Widerspruch verleiten!
    Weise fallen in Unwissenheit,
    Wenn sie mit Unwissenden streiten.”

    (Hiçbir zaman itirazın seni şaşırtmasına izin verme.
    Cahille tartışan bilgeler cehalete düşerler.)
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları “modernize” ederek yaşanmaz hale getirir — ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir ve ortalama kültür düzeyi ya bir Afganistan ya da bir Orta Afrika kabilesi kadardır. Kendi tarihinden tamamen bihaberdir. Aslında ne dilini, ne dinini bilir, ne geleneklerini tanır, ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır. Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde devletinde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflâsyonu başlattığını bilmez{1} (çünkü Avrupalı “gâvur” dünyayı keşfederken, muhteşem [!] padişahları hareminde gönül eğlendirmekte, dünyayı öğrenelim diyen Piri Reis’in kafasını vurdurmaktadır). Muhteşem (!) Yüzyılda Anadolu’da medrese o kadar ayağa düşmüştür ki, öğrenci haydutluğa başlamıştır (buna softa şekâveti denir). Avrupa'da ilk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman Devrinde aldığımız gibi (I. Viyana bozgunu: 1529), Hint Okyanusuna her çıkışımızda mini mini Portekiz’den sopayı yiyip Kızıldeniz’e veya Basra Körfezi’ne tıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir. Yine onun zamanında dünya keşfedilirken, Hint Okyanusuna kadırga denen sandallarla{2} açılan ve 1554’te Hindistan’da karaya vuran büyük (!) bir amiralimiz, yürüyerek üç senede Hindistan’dan Edirne’ye gelmiş ve meşhur bir kitap (Mirât-ül Memâlik) yazmıştı. El âlemin dünyayı öğrendiği bu dönemde Seydî Ali Reis gazel söyleyip, eğlence partilerini anlatmaktan başka tek bir detaylı coğrafya bilgisi toplamayı gerekli bulmamıştı. Büyük (!) Sultanımız Süleyman’ın Fransa Kralı I. François’yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte. O François’nın kurduğu Collége de France bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kalmıştır? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası olmuştur? Tek becerdiği kalıcı şey aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa’yı Hürrem uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak olmuştur.
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    Ben ise Viyana’da aldığımız mağlubiyeti, Hint Okyanusu’nda Portekizlilerden durmadan sopa yememizi, yetenekli Şehzade Mustafa'nın sarhoş Selim tahta geçsin diye babasının gözleri önünde boğazlanmasını, Anadolu’da softa şekavedinin başlamasını ve büyük coğrafi keşiflere katılamamamız bir yana, coğrafyaya önem vermemizi öğütleyen zavallı Pirî Reisimizin Muhteşem Süleyman’ın emriyle katlini bir türlü bu sözde ihtişamla bağdaştıramazdım. Kısacası, onuncu padişaha kadar sözüm ona muazzam olan Osmanlı Devleti’nin azimeti benim için hep boş bir böbürlenmeden ibaret kalmıştır.
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    Okullarında itaat ve kanaat öğreten toplumlar başkalarına itaate ve kendilerine verilenle kanaate mecbur olurlar.
  • Turqut Efendihas quoted3 years ago
    Argand kendi kıymetinin farkında olan bir adamdı. Kendisine Paris’e gelmesi teklif edilince, “Niçin?” diye sormuş. “Paris jeoloji dünyasının merkezi değil mi?” sorusuna da hiç çekinmeden, “Ben Neuchâtel’deyim. Demek ki jeolojinin merkezi Neuchâtel’dir” cevabını vermiştir.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)