tr
Charles J. Rosebault

İslam'ın Kılıcı Selahattin Eyyubi

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Cenaze basit oldu. Ne şairlerin söylemesine, ne ağıtlara, ne cenaze nutuklarına izin verildi. Tabutu basit bir kumaşla örtüldü ve savaş boyunca taşıdığı kılıcı da üzerine kondu. Ölmek üzereyken alemdarını çağırtıp şöyle dediği söylenir:
    “Savaşlarda alemimi sen taşıdın, ölüm sancağımı da sen taşı. Pespaye bir paçavra olsun. Onu bir mızrağın ucunda Şam sokaklarında gezdir ve ‘Bütün doğunun hükümdarı Selahattin bile, yanında bu paçavradan başka bir şey götüremedi’ diye duyur.”
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    “Seni, bütün iyiliklerin kaynağı olan Yüce Allah’a emanet ediyorum. Allah’ın istediklerini yerine getir, barışın yolu budur. Kan akıtmaktan çekin; unutma, kan asla uyumaz. Tebaanın kalplerini kazanmaya çalış, onların çıkarlarını gözet, çünkü önce Allah ve sonra da benim tarafımdan, onların iyiliğini sağlamakla görevlendirildin. Emirlerini, bakanlarını ve soylularını tatmin etmeye çabala. Ben, bugünkü gücüme kibar ve nazik davranarak ulaştım. Hiç kimsenin kötülüğünü dileme, çünkü ölüm kimseyi bağışlamaz.”
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Barış anlaşması yapılırken orada bulunan İbelinli Balian, Selahattin’in İslam’ın kahramanı olarak gösterdiği başarıyı, farkında olmadan sözleriyle övmüş oldu: “Müslümanların arasından hiç kimse Hristiyanlara sizin yaptığınız kadar kötülük yapmamıştır. Bu kadar çok Frenkin öldüğü başka dönem görmedim. Sizi bulmak üzere yola çıkan savaşçıları sayınca altı yüz bin kişi olduklarını gördük. Bunların on tanesinden biri bile ülkesine dönemedi.”
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    “İntikam alabileceği halde bağışlamayı bilecek kadar kibar ve cömert bir adamdı” diye yazdı İmadettin.
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Richard 9 Ekim 1192 yılında, Selahattin ile hiç karşılaşmamış olarak ayrıldı ama barış için konmuş olan üç yıllık sürenin sonunda geri döneceğini ve Kutsal Topraklar’ı fethedeceğini bildiren bir haber bıraktı. Nezaketinden hiç ödün vermeyen Selahattin, ola ki bir gün bu toprakları kaybedecekse, bunun İngiliz kralına olmasını yeğleyeceği yanıtını verdi.
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    oğlu El-Zahir yanıt verdi, onu da sultan engelledi, çünkü tek başınaydı. Bunun açıklaması, Kürt emirlerden biri olan El-Jenah’ın yorumunda yatar:
    “Selahattin! O emri sen, hem yağmayı toplayıp hem de bizleri savaşmaya döverek yollamaya çalışan memluklarına ver! İş savaşmaya gelince sıra hep bizde oluyor ama yağmaya gelince onların sözü dinleniyor.”
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Bu sırada o da boş durmuyordu. Kasım’ın ilk gününde, ülkesi için son ciddi belayı oluşturan Sur şehrinin surlarının önünde belirivermişti. Onun tutkuları açısından bakılırsa, bu amacında tutarlı davranmamış olması acıdır ve bu saldırıyı sürdürmemesi, kuşkusuz bütün yaşamının en büyük hatasıdır.
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Bunun dışında, iki komutanın yöntemleri bambaşkaydı. Richard her zaman savaş hattında bulunur ve birliklerini şahsen yönetirdi; Selahattin ise ancak çok çaresiz durumlarda örnek oluşturmak için kendisi savaşırdı. Onun tavrı, çağdaş bir komutanın düzenleyici, diğerlerini yöneten, çarpışmanın değişken yapısını sürekli izleyen kuvvetlerini en etkili olabilecekleri yere kısa zamanda kaydırmaya odaklanan tavrına daha çok benzerdi.
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    İmadettin, Balian’ın yanıtını şöyle aktarır: “Biz kurtarılmayı ummaktan caydık ve barış ya da merhamet aramıyoruz ama işte bu nedenle kendimizi ölene dek savunuruz ve canımızı pahalıya satarız. Hiçbirimiz sizden on kişiyi yaralamadan yaralanmaz. Evlerimizi yakar, kulelerimizi yıkarız. Ancak bir harabeyi yağmalayabilirsiniz. Şahrah’ın yok edersek pişman olursunuz. Şahrah Kulesi de yıkılır ve Sulvan çeşmeleri doldurulur. Beş bin Müslüman esir, konumuna bakmadan katledilir. Altın ve değerli eşyaları yok edip, kadınlarımızı ve çocuklarımızı öldürürüz; taş üstünde taş bırakmayız. Bu harabe sizin ne işinize yarar?”
  • ytrewqhas quoted6 years ago
    Selahattin’in yaşamı boyunca, Hıttin Ovası’nda kazandığı zafer kadar kesin olan, o kadar büyük sonuçlar doğuran, dâhice kurgulanan ve kusursuz yönetilen başka bir çarpışma yoktur. Uzun uzun ve dikkatle hazırlanmıştı, düşmanın hatalarından iyi yararlanmıştı ve çarpışmayı kendi istediği yer ve zamanda yapmayı başarmıştı. İlk andan itibaren zaferin mayasını oluşturan büyük muhakeme yeteneği, çarpışmanın başından sonuna kadar haklı çıktı.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)