tr
Vehbi Vakkasoğlu

Ailede Sevgi İletişimi

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • isvathas quoted7 years ago
    Yücel şu dizelerle ne güzel ifade ediyor:
    En uzak mesafe ne Afrika’dır,
    Ne Çin,
    Ne Hindistan,
    Ne seyyareler,
    Ne de yıldızlar geceleri Işıldayan…
    En uzak mesafe
    İki kafa arasındaki mesafedir,
    Birbirini anlamayan…
  • isvathas quoted7 years ago
    Bir Çin atasözü şöyle der:
    “Eğer ruh aydınlanmışsa insanda güzellik vardır.
    Eğer insanda güzellik varsa evde uyum vardır.
    Eğer evde uyum varsa ülkede düzen vardır.
    Eğer ülkede düzen varsa dünyada barış vardır.”
  • Istikbal Yurduhas quoted7 years ago
    - Sabit fikirler ve değişmez kurallar, iletişimi önler.
    Sabit fikirli insanlar vardır. Ne kadar delil getirseniz, açıklasanız, ispatlasanız, asla düşüncesini değiştirmez. Bu tür insanlar, fikirlerinin mutlak ve kesin olduğunu kabul ederler. Hiçbir şekilde esnek davranmazlar. Düşüncelerinin alternatifi bulunacağını hiçbir şekilde kabul etmezler.
    İletişim kurmak isteyen insan, bu hâlini değiştirmelidir. Aksi hâlde ne kimseyle iletişim kurabilir ne de kendisiyle iletişim kurulabilir.
    Sabit fikirli insanların, en çok tekrarladıkları cümlelerden biri şudur: ”Ben onu, bunu bilmem. Ben, bunu bilir, bunu söylerim.”
    “Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük” inadını ve ısrarını sürdürenler,
  • b6366956762has quoted3 years ago
    Çünkü Yüceler Yücesi Rabb’imiz buyurur ki “Aranıza koyduğum sevgi, varlığımın ispatıdır.”
  • isvathas quoted7 years ago
    Güzellik duası
    Her güne, güzelliğe niyet ederek başlayın. ”Bugün güzel şeyler olacak” diye düşünün; bir de güzellik duası yapın:
    “Allah’ım, bugün beni iyiliklerle, güzelliklerle karşılaştır. Karşıma ya iyilik ve güzellik sunacağım biri çıksın ya da bana güzellik sunacak biri. Ya alayım ya da vereyim.”
  • isvathas quoted7 years ago
    Zaten kaynana kelimesinin aslı, kaim-i valide’dir. Yani anne yerine kaim olan, ikinci anne. Kaim-i valide demek zorumuza gitmiş olmalı ki zamanla onun yerini, kayınvalide kelimesi almış.
  • isvathas quoted7 years ago
    Gerçek manada kılıbığın anlamını bilen var mı acaba? Bu kelime aslen “kanı ılık” kelimesinden geliyor. Peki, “kanı ılık” olmak ne demek? Kanı ılık olmak kötü mü? Ilıktan öte sıcakkanlı olmak güzel. Buz gibi ve sopsoğuk olmak sevilir mi?
  • isvathas quoted7 years ago
    Bununla ilgili bir alınganlık hikâyesi vardır.
    Bir zamanlar, bir köyde, Ali adında saf bir delikanlı yaşarmış. Köyde Ali adını taşıyan çok insan varmış; ama bu Ali, başka bir Ali imiş. Onu köyde “Ördek Ali” diye tanırlar ve diğerlerinden bu lakap ile ayırırlarmış.
    Ancak Ali, bu lakaptan hoşnut değilmiş. Nitekim yaşı biraz gelişip de ayağı yer tutunca köy meydanında herkese bunu duyurmuş ve demiş ki:
    “Bundan böyle, kim bana, Ördek Ali, derse bacaklarını kırarım!”
    Bazı gençler Ali’nin bu konuda ne kadar ciddi olduğunu anlamak için onu denemişler. Ali’nin elinden zor kurtulmuşlar. Gerçekten de Ali büyük bir hiddet ve şiddetle gençlerin üzerine yürümüş. Köylülerin araya girmesiyle, iki delikanlı canlarını zor kurtarmışlar.
    Bu hadiseden sonra köyde hiç kimse ona Ördek Ali diyememiş.
    Bir süre sonra Ali bir grup köylü ile birlikte ormana odun toplamaya gidiyormuş. Yolda köylülerden biri, Ali’ye bakarak “Bugün hava bulutlu” deyivermiş. Bunun üzerine Ali, birden bu kişinin üzerine atılmış. Diğer köylüler, “Amanın ne oldu? Neden kızdın?” diyerek onu tutmaya çalışmışlar.
    Ali, ”Daha ne olsun! Duymadınız mı, bana, ördek, dedi!“ diye haykırmış.
    Köylüler şaşırıp demişler ki:
    “Ne ördeği be Adam! Ördeğin ’ö’sünü bile söylemedi. Sadece hava bulutlu, dedi.”
    Ali, hiç bozuntuya vermemiş ve şöyle konuşmuş:
    “Tamam işte! Siz de kabul ettiniz ördek dediğini. Köylülerin şaşkın bakışları arasında da şu açıklamayı yapmış:
    “Hava bulutlu ne demek? Yağmur yağacak demek.
    “Yağmur yağınca ne olur? Yerlerde sular göllenir.
    “Peki, yerlerde suların göllenmesi ne demektir? Bu su birikintilerinde ördeklerin yüzmesi demektir.
  • Istikbal Yurduhas quoted7 years ago
    Sevgi birleştirir, eşleştirir
    Gerçek ve derin sevgi, zaman içinde eşleri fiziken de birbirlerine benzetir. Huylarını, karakterlerini aynılaştırır. Nikâhın kerametlerinden biri de budur. Eş sevgisi, zaman içinde arkadaşlığa; netice olarak da dostluğa dönüşür.
    Aşk Çağlayanı Mevlana, böyle dostluklara çok güzel örnekler verir:
    “Bir dost canlısı, Dostuna gelmiş ve kapısını çalmış. “Kim o, diyen dostuna, ben, diye cevap vermiş. Dostluğu derinliğine yaşayan Dost, ona şöyle seslenmiş:
    “Git! Soframda ham kişiye yer yok!
    “Adamcağız, büyük bir mahcubiyetle çekilip gitmiş. Bir süre sonra yani gönlünü dostluğa iyice hazırlayınca tekrar gelip Dost kapısını çalmış.
    “Kim o, sorusunu da ‘Sensin, sen!’ diye cevaplamış.
    “Bu cevabı beğenen Dost, onu şu sözlerle kabul etmiş.
    “Mademki sen, bensin, gel öyleyse. Bu evde iki ben’e yer yoktur.”
    Evlilik hayatında da hedef, böyle bir dostluktur. Böylesine bir ve beraber olan eşler, değil bu dünyada, öteki âlemde de ayrılmayı istemezler.
    Böylesine tek beden, tek ruh, tek varlık olmak, sevginin marifetidir.
  • Istikbal Yurduhas quoted7 years ago
    Onların gözünde, para, servet, makam, şöhret, varlıklarının temel uzantılarıdır. Kendilerini onlarsız düşünemezler. Çünkü o kazanımlarıyla bir daha ayrılamayacak şekilde bütünleşmişlerdir.
    Böyle bir zengin, parasını kaybedince kendisini kaybeder. Huzurunu ve sağlığını artık bir daha kazanamayacak şekilde yitirir.
    Unvanını kaybeden bir ilim adamı ise artık bütün varlığını anlamsız bulur.
    Rütbeleri sökülen bir asker ise canı sökülmüşe döner.
    Şöhretinden kopan ve unutulan bir sanatçının da hayatı anlamsızlaşır. Oysaki atalarımız, “Mahkeme, kadıya mülk olmaz” demişlerdir.
    Bu anlayıştaki insanlar, sahip oldukları serveti, makamı, unvanı ve şöhreti, varlıklarının ayrılmaz bir parçası olarak görürler. Eğer sahip olduklarından ayrılacak olurlarsa öz varlıklarından eksildiklerini; âdeta yaşayamaz hâle geldiklerini hissederler.
    Böyle düşünen bir insan, başkalarıyla sağlıklı bir iletişim kurabilir mi?
    Bu derece bencil ve maddeci olan biri, her şeyi kendi kazanımları için kullanır. Kazanımlarını korumak için çırpınır. Aklı, fikri ve duyguları, sadece bir noktada toplanmıştır. O da maldan, paradan, unvandan, şöhretten kopmamak telaşıdır.
    Bu tavır, iletişimin önündeki en büyük engellerden biridir. Çünkü bu tür insanlar, maksatlarının aksiyle tokatlanırlar. En çok hırs gösterdikleri konudan, darbe alır ve yoksun kalırlar. Bu yüzden sevilmek için çırpınan, sevilmez. Alkış için yırtınan alkışlanmaz. Zira ”Hırs, hasaret (zarar) sebebidir“.
    “Rabbena, hep bana” diyen, gözü ve gönlü başkasını görmeyen, nasıl iletişim kurabilir?
    Böyle biri, iletişim sevgisi taşıyamaz. Sevgi iletişiminden ise tamamen habersizdir.
    14- Muhatabının zihnini okumak da iletişimi engeller.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)