Evliya Çelebi Seyahatnamesi – Seçme Hikayeler

LEH VİLAYETİNE YOLCULUK

Evvela, Bender kalesind

Buradan kuzeye giderek, bir günde Silistre kalesin

şehrine geldiğimizde, ertesi günü göç boruları çalındı. Kuzey yönünde, yola devam ederek Yeniköy’e geldik. Buradan deniz kıyısını takiben kuzeye giderek, Batova Sultan tekkesi menziline geldik. Sultan Hüdavendigar Gazi hayatta iken, Evranos ve Mihail oğullarından Arslan Bey bu tekkeyi yaptırmıştır.

Birkaç yaran ile, Varna’dan kayıklara binip Kamçı nehrinin karşı tarafında Galata Köyüne geldik. Yüksek bir bayır üzerinde bin evli köy olup, halkının tamamı Rum’dur. Bağı, bahçesi cihanı tutup ş

Hasılı; bu Tokat kalesini Timur’dan bu yana yüzlerce asi kuşatmış ve surunun sert taşlardan bir taş bile koparmağa muktedir olamamışlardır. Ümitsiz ve elleri boş döndüler. Ta; bu derece sağlam ve yüksek bir kaledir.
Bu kaleyi Yıldırım Han fe

Erzincan kalesi, Yalnız Bağ köyü, Başhan köyü, Bulgar çayırı köyü, Erzenes, Şeyh Sunbüli, Boru, Ele Melek, Yakup Ağa köylerini geride bırakarak Kapanlı Bel’e geldik. Allah korusun şiddetli bir kar, tipi ve fırtına içinde bütün develerin ayakları altına keçe bağlayarak, ağır yükleri katırlara yükleterek beli güçlükle aşıp

Sonra hekimbaşı yılanları asıp ağızlarına susamlı zeytinyağı döktü. Yılanların hepsi de öldü.
Sonra küçük yılanları salıverdiler. Onlar da tiryak olmazmış, onlardan da başka bir ilaç yapılırmış.
Böyle böyle bütün yılanlar döküldü. Yazıcılar boşaltılan yılanların hepsini birbir saydılar. Toplam sekiz bin üç yüz yılan olmuş.
• • •
Bütün işlemlerden sonra yılanların deri, bağırsak ve

Dünyanın pek çok yerinde tiryak macunu yapılır. Fakat hiçbiri Mısır’da yapılana benzemez. Çünkü bu macunun hammaddesinin en iyisi buradadır. Neden mi? Çünkü bu madde yılan vücudundan elde edilir.
Mısır’ın Cimze kasabası Habiroğlu köyünde oturanlar kırk kişidir. Bunlar Temmuz ayında yılan avına çıkarlar.
Yılan avı için ormana gittiklerinde, heryerlerini kapkara keçe ile örterler. Yalnız gözleri görünür. Sabah erken yola çıkarlar, çünkü o saatlerde yılanlar uykudadır.
Binlerce yılan avlayıp çuvallara doldururlar. Bazen yılanlardan biri çuvaldan çıkıp onları ısırır. Aşırı derecede zehirli olduğundan ısırdığı kişi anında ölür. Yılan develerden eşeklerden birini ısırdığında onlar da hemen ölür. Duyduğuma göre, ünün birine yılanlardan biri çıkıp eşeği ısırmış, eşek hemen düşüp ölmüş. Yılan avcıları yine de bu işten para kazanırlar. Yılanları eşeklerine yükleyip

Bunlardan birini cımbızla alıp adamın kafa derisinin kesilen yerine yaklaştırınca aç karınca bir yerden iki deriyi birden ısırdı. O sırada zavallı karıncayı belinden kesti ve karıncanın başı iki deri kenarını ısırmış olarak kaldı. Aynı şekilde bir kulaktan bir kulağa seksen karıncayı ısırtıp kesti. Sonra yarayı merhemledi. Bu hakir, yedi gün gelip gidip adamı izledim. Sekizinci günde adam iyileşip biraz hareket etmeye başladı. On beşinci gün kralın huzuruna gidecek kadar iyiydi.

Bir gün ateşperestlerden “Ben bir çare biliyorum.” diyerek kralın yanına gelmiş. Ona: