“Dünyayı yerinden oynatan orgazmlarla perişan düşüp sırılsıklam olurken bir gün hepimiz arınabiliriz.”
Sohbet arasında ağzından dökülen bu cümleleriyle hayattaki cesur duruşu hakkında ipucu veren Jess, antropolog ve bekâr anne kimliklerinin yanı sıra hayatının büyük kısmını dışlayıcı ve vazgeçilmez bir aşka adamasıyla da toplum içinde sivrilen bir kadın. Ama esas ilgi çekici olan, som altın bebeği Anna’ydı…
Çağdaş İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen yazarlarından Margaret Drabble, genç yaşında anne olan bir kadın ve asla büyümeyen çocuğuyla, dramatik dönüşümlerin yaşandığı bir döneme davet ediyor okuru.
Drabble, hem kişisel hem de siyasi açıdan olağanüstü bir aile, dostluk ve komşuluk portresi çiziyor; som altın bebek, dünyasına aldığı herkesin yaşamına sevgiyle dokunuyor.
«Neslinin en başarılı yazarlarından biri.»
-Joyce Carol Oates, The New Yorker
«Büyük bir yazardan beklenmedik bir armağan. Akranlarından farklı olan bir çocuğa nasıl davranırsınız? Yanıtı Margaret Drabble, pek az kişinin sahip olduğu bir derinlikle veriyor. Şanslıyız ki Drabble ömrünü, olağanüstü bir nesir yeteneğiyle bunu yapmaya adamış.»
-Alice Sebold, Cennetimden Bakarken kitabının yazarı