tr
Rasim Özdenören

İpin Ucu

Notify me when the book’s added
To read this book, upload an EPUB or FB2 file to Bookmate. How do I upload a book?
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Şimdi, bu kısa kedi bahsinin öznel bir yanına değineceğim: bunca yılın bir kedi düşkünü ve kedilerle ünsiyeti olan biri sıfatıyla, insanların kedi sevenler ve köpek sevenler diye ikiye ayrılabileceğini ileri sürüyorum. Kedilerle köpeklerin ıraları birbirinden farklı. Onlara düşkün olan insanların da, düşkünlüklerini yönelttikleri hayvanlara göre ıralarının farklı olduğu ortaya çıkıyor. Şöyle ki, köpek fıtraten sahibine bağlılık eğiliminde. Onun, sahibine bağlı oluşu, sahibindeki tahakküm ve boyun eğdirme eğiliminin tatminini sağlıyor. Kedilerse sahipten çok, doğdukları mekâna bağlılık gösteriyorlar. İnsanbiçimci (antropomorfist) bir dil kullanırsak kedilerin sahipleri üzerinde asalet ve bağımsızlık duyguları uyandırdığını söylememiz mümkündür.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Fırsatlar, aslında hepimize eşit biçimde tanınıyor, ama içimizden ancak o fırsatı kullanmaya yatkın olanlarımız, onun değerini biliyor ve değerlendirebiliyor.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Bizim, insana kıyasla hayvanların eğitildiğini söylememiz bir benzetmeden başka bir şey değildir. Gerçekteyse, onları şartlandırıyoruz ve alışkanlıklar kazandırıyoruz. Buradaki temel farklılık eğitimin gelenek haline gelmesi ve nesilden nesile aktarılabilmesi keyfiyeti iken; alışkanlıkların münferit kalması ve başka nesillere aktarılamaması keyfiyetidir.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Yazı yazmak, kitap okumak da öyle değil mi? Her gün milyonlarca insan önüne getirilen bu fırsatla karşılaşıyor, ama onların arasından gerçek bir yazar veya gerçek bir okur olmayı ancak ona yatkın olanlar başarabiliyor. Çoğu böyle bir fırsatla karşılaşmış olduğunu bile ayrımsamıyor.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Yusyuvarlak açılmış(!) bir çift göz, avını yutmaya hazır çatal dili, zehir kusan dişleriyle kocaman açılmış bir ağız halinde yılan korkunç görünür. Ama acaba yemek esnasında ağzına büyük bir lokmaya uzatırkenki haliyle aç bir insanın görüntüsü daha munis midir?
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Fakat bizleri acze de düşürse, o kendi tembelliğinden taviz vermeye yanaşmasa da, o hantal ve hımbıl salınışıyla da olsa, günler birer birer geçiyordu.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Çocuğu şaşkınlığa uğratan ilk deneylerinden birisi, başka bir çocuğun şişman, yüzünde beni olmayan, iki gözü eşit büyüklükte görünen, siyah elbiseli dayısını görmekle yaşanır. O, birdenbire, “dayı” kelimesiyle çağrılan kişilerin hiç de aynı nitelikte olmayabileceğini öğrenmiş olmakla şaşırır.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Oysa gerçek bisikletin, sürülmemeye tahammülü olmuyor. Ona bineceksen, onu sürmek zorundasın. Ona, sürmeden binmek mümkün olmuyor. Gerçek bisiklet, kendisine “avara kasnak” muamelesi yapılmasını reddediyor.
    Tıpkı hayat gibi; yaşadığımız hayatımız gibi: Onu yaşayacaksak, onun dinamiklerini sürekli hareketli tutmak zorundayız. Hareketten alıkoyduğumuz anda, hayatımız da, sürülmeyen bir bisiklet gibi düşüp kalıyor.
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    eğer bir şeyi tam anlamıyla öğrenmek istiyorsan, gündüz öğrendiklerini, öğrenmen gerekip de öğrenmeye henüz fırsat bulamadığın şeyleri, yattığın zaman hayalinde tekrarla ve öğrenmek istediğin şeyleri hayalinde canlandır!
  • esrarengiz1269has quoted6 years ago
    Babam: “Bak, işte deniz!” diye, bana pencereden denizi gösterdiğinde, denizin trenin biraz ötesinden başlayan ve biraz uzakça da olsa, karşı taraflarda kıyıları görünen bir su olduğunu görünce, şaşırmıştım. Çünkü deniz, hiçbir yerden başlamamalıydı, onun, hiçbir yerden başlayan bir sınırı olmamalıydı. Oysa şimdi bana deniz diye gösterilen yer, hemen ayağımızın dibinden başlıyor ve karşı taraflarda bir yerlerde de bitiyordu.
fb2epub
Drag & drop your files (not more than 5 at once)